Osman Gazi’nin göğsünden çıkan ulu çınar, bütün dünyayı dal ve budaklarıyla haşmetle kucakladıktan sonra tarih sahnesinde yerini almıştır. Bir zamanlar dilleri ve dinleri farklı 60’dan fazla milleti, gölgesi altında huzur ve adaletle dinlendiren ve barış içinde asırlarca yaşatan Osmanlı Devleti, günümüzde hala anlaşılmayı beklemektedir. 623 yıl kıtaları ve devletleri yönetme ve huzur içinde yaşatma kudretini gösteren bir devlet geleneğini, elbette ayakta tutan birtakım manevi dinamikler bulunmaktaydı. Osmanlı Devleti’nin manevi dinamiklerinin başında hiç şüphesiz “İlâ-yı Kelimetullah” denilen kutsi mefkûre gelmekteydi. Onlar için kıtaları fethetmek demek, Allah’ın adının her yere ulaştırılması ve gönüllerin İslam’a ısındırılması demekti. İşte Osmanlı Padişahları hayat prensiplerini ve devlet politikasını bu kutsal amaç üzerine kurmuştur